27 Kasım 2018 Salı

kalbimi durduran bazı meseleler üzerine

ben ne yazmaya çalışırsam çalışayım ellerim en sonunda her şeyi silip içimde sakladığım aşka gidiyor
aşkımın en büyülü yanıysa,
sayfalar bitirsem bile yazmaya devam edecek ellerim
konu o olunca duruyorum
günlerce koşsam bile atacak kalbim
konu o olunca nefesimi tutuyorum
aslına bakarsan konu o olunca durup tekrar tekrar düşünüyorum
konu o olunca düşünme yetimi kaybettiğimi görmezden gel

sevgilim;

sana dünyanın en güzel şiirlerini yazmak istiyorum,
ve bütün o yazılmışlara kızıyorum
bütün o aşklara kızıyorum
bana kendimi ifade edebilmek için bir şeyler bırakmalıydılar

ellerimi tut, olmak istediğimiz yerdeyiz sevgilim
bütün bunlardan yorulursan
bu şehir sana en ufak bir kötülük yaparsa eğer
gözlerini kapat;
ellerimi bırakma
istediğimiz her yerde olabiliriz

bütün acılarımı geçtiğim yollarda etrafa saçtım,
günden güne mutlu bir kız oluyorum kim bilir

büyük bir şehrin kış gecesinde
belki bir yerlerde bir noel arifesinde
çalan şarkıyı bile duyabiliyorum
yapay ışıkların güzelliklerini görebiliyorum
kalbim öyle hızlı atıyor ki sevgilim,
sarıl bana
gözlerim doluyor;
seninle herhangi bir yerde olmanın hayali kalbimi kanatlandırıyor

ağlıyorum sevgilim;
bana alışkınsın,
sevgim içimden dolup taşıyor
bak içimde çıkıp gitmek isteyen bir şeyler var;
var oluşunu düşünmek beni heyecanlandırıyor

gözlerini kapat,
önümde büyük bir pencere var,
yatakta uzandığını görüyorum
günlük işlerinin peşindesin, kucağında bilgisayarınla
bak bu büyük bir ikilem
pencereden dışarıyı izlemeye ve dönüp kendi halinde olduğunu anları izlemeye paha biçemiyorum
odanın sıcaklığını hissedebiliyorum
seninle, olmak istediğim her yerdeyim
en güzeli
seninle olduğum her yeri seviyorum

sevgilim,
sevmeyi en çok sana yakıştırıyorum,
bunun nasıl olduğu benim anlayış gücümün ötesinde kalsa da;
içime akmanı ve dünyanın en güzel bütününü oluşturmamızı düşündükçe aklımı kaybediyorum.

gözlerimi son kez kapattığımda kalbimde elin olsun istiyorum

bana sarıldığın her saniye için teşekkür ederim
beni anlamadığını sanarken hatta kendimi dahi anlamazken beni anladığın için teşekkür ederim
var olduğun için
benimle olduğun için
bizim için sadece kanatlarını çırpan kelebeğe ömrüm boyunca teşekkür etmek isterim


"seni bağırabilsem seni,
dipsiz kuyulara,
akan yıldıza,
bir kibrit çöpüne varana,
okyanusun en ıssız dalgasına
düşmüş bir kibrit çöpüne"

2 Haziran 2018 Cumartesi

gidiyorum, bu*

yazmaya ilk başlayışım kendimi keşfetmeye başladığımdaydı, ilk duygusal karmaşalara girmem, tüm gerçeklikten kendimi soyutlamam, bi şeyler anlatmak istemem ilk falanlarım ilk filanlarım.
ve bilgisayarla tanışıp interneti kullanmaya  başladığımdan beri en büyük hayalim kendime ait bi sayfamın olmasıydı.
o zamanki zevklerime göre simli giflerle, renkli perilerle süsleyecektim.

ve 13 yaşındayken blog nimetini keşfettim. o zamanki zevklerime göre kalemlerle ve turuncularla süsledim.  çok düşünülmemiş ama kendimle tamamen özdeşleşen bi isim koydum, hayallerim yazıyor.

önce anonim yazdım, sonra büyüdüm, blogum büyüdü, ismimi herkes gördü, beni tanıyan herkes yazdıklarımı okudu ve tanımadığım bir sürü insan beni böyle tanıdı.

aldığım yorumlar beni mutluluktan ağlattı, ve şevkim, hayallerim, planlarım arttı, büyüdü ve tabi güzelleşti.
tüm bunları anlatınca başlığı değiştiresim geldi aslında.

şu an öğlen güneşi altında bi kaldırım kenarında duvara yaslanmış oturuyorum. güneş dizlerimi yakıyor. çocukluktan ergenliğe geçişimi ve ergenliğimi bitirişimi anlatan beş yıllık güzel bir şeye güzelce son veriyorum. üzerime böcekler tırmanıyor ya bi durun zaten ortalık karışık.

Çok değerli dostlarım, -gerçek anlamında- yazdığım herhangi bi cümlenin birileri tarafından zaman ayrılıp okunmasını bilmek çok değerliydi, sakın yazmayı bırakma diye başlayan yorumlar paha biçilmezdi.

yazmayı bırakmıyorum, bu blogu bütün saflığıyla ve benliğimle temiz bırakıyorum. başka yerlerde başka şeyler yazmaya devam edeceğim. hatta belki de başlamışımdır bile.

sizleri seviyorum, teşekkür ediyorum ve tam bu kelimeyle, bitiriyorum.

https://youtu.be/Eab73YK8Pwo

7 Nisan 2018 Cumartesi

doğduğum güne dair

Ellerini uzat,
 Ben zemherinin başladığı gün doğdum;
 Kalbimin nasıl ısındığını fark ettin mi?
 Üşüdün ya, ellerini uzat, doğduğum gün kadar soğuk değilim yemin ederim, ısınmanı istiyorum.
 Dünyadaki ilk gecem; ay'ın en büyük evresinde olduğu geceydi.
Fakat ismim ay'ın en yalın halinden ibaret.
Tanışmıştık ya unuttun mu?
bana göre uzun zaman önceydi.
 Ay doğduğum gece en parlak halindeymiş, gözlerimin parladığını söylemeni seviyorum.
 Günlerin uzamaya başladığı günün sabahıydı ilk ağlamam, baharın müjdecisi derler, yine de hala günlerim yetmez ya bana.
Bir türlü yetişemedik bütün bir güne fark ettin mi?
Ellerini uzat diyorum üşüyor gibisin hala.

Ben doğalı çok oldu, ama defalarca tekrar doğdum gördün değil mi? Yeniden ısındı kalbim, yeniden parladı gözlerim ve yeni baharların müjdesini getirdim.

Bu balkon bize fazla büyük geliyor, yanıma otur. Hava soğumakta hala, bu gece bu baharın en soğuk gecelerinden. Korkularımı sana anlatmam gerek, ellerini uzatırsan bana güven veriyorsun.
Haberin olsun, bu gece bir kez daha doğuyorum, seninle büyüyecek olmak hoşuma gidiyor.
Ellerimi bırakma ben bir zümrüdüanka'yım, her yandığımda küllerimden doğuyorum.

Bir de, aslolandan tam on bir gün geç doğdum biliyor muydun? 
Ya annemi çok sevmiştim ya da burayı daha gelmeden sevmemiştim
-----
Burayı hala sevmiyorum, ama şu anı; oturduğumuz balkonu ve sarıldığımız örtüyü seviyorum. Seninle konuşmayı, yüzümüze vuran rüzgarı ve nefeslerimizi dinlemeyi seviyorum.
Ayrıca, ellerimi tutmanı ve seni seviyorum.