19 Eylül 2016 Pazartesi

anlam vermeyelim

Rastgele yazacağım. Neden bahsettiğimi bilmiyorum,muhtemelen bilmeyeceğim. Yazdığım hiçbir cümleden bir anlam çıkmasın istiyorum ama biliyorum, ruhum her kelimeme anlamlar yükleyecek. Belki şahsımı aradan çekip ruhum ve kalemim arasında şifrelenmiş kelimeler yazacağım ve bilincim bunun farkında olmayacak. Ama içeride biri, hepsini hissedecek.
Farkında olmak yani bilmek ve hissetmek farklı şeyler. Bilincin, aklın, varlığın bilir ama benliğin, ruhun, kalbin hisseder. Çoğunlukla neler olup bittiğinin farkında değilim ama hissediyorum ve bu muhtemelen ruhumu yoruyordur. Şu sıralar ondan biraz uzağım.

 Cümlelerim belki bunu okuyacak muhtemel yüz kişiden birini, belki beni, kalbimi etkileyecek. Geçmişten bir şeyler hatırlatacak ya da geleceğe yönlendirecek. Belki birilerini en içinden etkileyecek belki de kimse, ben dahil, bir anlam veremeden okuyup geçeceğiz.

 Bazı kelimeleri yanlış yerlerde yorduğumu düşünüyorum. Kelimeler, insanın hisleridir, onlar kadar özeldir ve onları yanlış durumlarda, yanlış yerlerde kullanmak, yanlış satırları doldurmak çok büyük bir pişmanlık.
Zihnimin duvarlarına kazıdığım önemli cümlelerden biridir ki; en derin, en berrak sanılan denizlerin aslında insanı içine çeken korkunç bataklıklar olduğunu öğrenmek, katlanılamaz bir çaresizlik hissi bırakıyor ruha. Bataklıkta çırpınırken fark ediyorsun ki, bu çaresizliğin değil. Yüzdüğünü sanarken battığını fark etmen aslında en büyük kurtuluşun. Sonra bir dal parçası bulursun, tutunur kurtulursun. Ama bu dal parçasının bir yılan olmadığından emin olmazsan, boğulmaya mahkumsun. Batarken güven duygunu yitirmişsen, kulaçların seni kurtarır.
Bana gelince beni dibe batan biri olarak, kulaçlarım kurtardı. Artık ellerimle tutuna tutuna bulutların üzerine doğru tırmanıyorum.
Sadece denize döktüğümü  sandığım özel kelimelerimin boğulmasına üzülüyorum. Kendimi kurtardım, pişmanlığım şimdi güzel kelimelerimin yanlış suda, bataklıkta batmasına. Kelimelerimin harcanışına üzülüyorum. Hayallerimin kırılışına, gözyaşlarım gibi kalbimden akıp gidişine üzülüyorum, onlar masumlardı ve güzellerdi. Yalnızca yanlış kurulmuşlardı. Hayalin doğrusu yanlışı oluyor mu, oluyormuş.

Bu gece yazabilmek için dans ettim.
Geceleri yazmak daha kolay. Zihninin içindekiler en konuşkan saatlerinde ama dışarısı sessiz. Tüm yalanların ve tüm gerçekliğin farkındasın ve elinde boş satırlarınla aşık olduğun kelimelerin var. Yazabiliyorsun, yalanlara üzülmeyi bırakınca, gerçekliği sorgulamaya başlıyorsun.
Önüne hayali bile imkansız gelen hedefler koymuşsun. Ne yapmak istediğini düşünüyorsun. Kendini keşfetme çabaları da geceleri ortaya çıkıyor. Kim olduğunu bulmaya, ruhunu tanımaya çalışıyorsun ki bu da ancak kaleminle oluyor.

Çantamdan kelebek çıktı. Kelebekler bir gün yaşamıyor. Üç gündür burda bir kelebek var ve odada benimle birlikte yaşıyor. Güzel bir kelebek olduğunu söyleyemem. Ki bu bana onun bi' kelebek olup olmadığını da sorgulattı. Sanırım o prensini bekleyen külkedisi.

Son sözünü az ilerde uyuyan köpekten başka kimse bilmiyor. Cesedini bulduklarında son sözünü söylemesinin üstünden iki hafta geçmiş. Ertesi gün köpeğe araba çarptı. Adamın son sözünü kimse bilmiyor. Adamın kim olduğunu da bilmiyorlar. Köpeğe cenaze töreni düzenlenecekmiş. Haberler söyledi.

Kadın yüzümdeki tüylerden bıktım diyerek cımbızı alıp tüm kirpiklerini yoldu. Güzel kadın-dı.

Dilini yaktı. Sıcak çikolata değil çakmakla.
Psikopat olduğunu sanıyordu. Nefes alması daha büyük delilikti.

Kibritçi kız da bir kibrit daha yakmış ve hayallere dalmış.

Bu kız daha önce yazdığı sayfaları yaktı,itiraf ediyorum bu kız ordan burdan etkilendi.

 Yazmak istiyorum,kağıtta kan lekeleri görene dek. Ne yazdığımı bilmiyorum ama eminim ruhum hissediyor bir yerden. Şu sıralar ondan biraz uzağım. Günlük işlerim içinde ve hatta günlük duygusuzluğum ve umursamazlığım içinde benimle pek konuşmuyor. Ama hayat başka türlü ilerlemiyor. Duygularıma hapsolmak kurduğum bütün hayalleri öldürüyor. Beni ellerim kaymadan
bulutların üzerine tırmandıracak gücü, mantığımda, duygularımdan çok uzakta buluyorum. Ama tamamen hissizleşmemek için de, işte böyle yazıyorum. Çoğunlukla kelimelerimi geceye bırakıyorum. Herkes sessiz, ruhum yıldızlarla sohbet ediyor, zihnimdeki sesler zaman zaman çığlık atıyor, satırlar dolup taşıyor. Ben bunların oluşturduğu bir bütünüm sadece. Hislerim,kelimelerim,hayallerimden oluşan bir bütün. Huzurlu hissediyorum, hem ruhumda hem bilincimde.
Kelebek hala ışığın etrafında dönüyor.

5 yorum:

  1. Yazdığım hiçbir cümleden bir anlam çıkmasın istiyorum ama biliyorum, ruhum her kelimeme anlamlar yükleyecek. Belki şahsımı aradan çekip ruhum ve kalemim arasında şifrelenmiş kelimeler yazacağım ve bilincim bunun farkında olmayacak.

    bu kısım
    evrenin sırrı olabilir .

    ruh molekülü mekanik dünyaya tercih edildiğinde güzel yazılar çıkıyor ,
    ama ben karar kılınmış bir trajedide asla duygulanmam
    çünkü uzaktaki yazıp yakındaki yadırgıyor da olabilir .

    YanıtlaSil
  2. ruh yazıp beden yadırgıyor olabilir,doğru
    evrenin sırrı bir balıkla dans etmede saklı olabilir ya da saklanılan bir galakside. Bazı cümleler beni yeniden düşünmeye zorladı,teşekkür ediyorum

    YanıtlaSil
  3. selam ;
    çaresizlik, halsizlik, düşüncesizlik, asabilik, canilik, ruhanilik, doğruluk ve benzeri diğer kelimelere bakaraktan, anlam çıkararaktan "bazensizlik" demiştim kendi kendime. yukarıda yazıp yazıp anlatmak istediğini tek bir cümle içinde anlatamadığından dolayı satır satır yazmak ? evet rahatlatıyor. kesinlikle. mütamadiyen. bazensizliği o anlamsız boşluğunda yanlız değilsin. :) anlatmak istediğin birşeyler var fakat bazensizlik yaşadığın sürece anlatamayacaksın. ama yazdıkça, karaladıkça rahatlayacaksın .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. geciken bir yanıt olsa da, selamlar
      şu bazensizlik okudukça içine çekmişti beni yazılarında.
      sanırım bu ruhlar içimizde olduğu sürece bazensizliğin edebi mahkumlarıyız ama o kadar da kötü durmuyor. Yaşanabilir kılıyor hayatı.
      Böyle böyle yazarak bazensizliği veya bütün karmaşaları yenecek hatta dost olacağız muhtemelen
      teşekkür ediyorum

      Sil
  4. Dınlemebıldıgım dusundugum guzel bır yazıydı tesekkur ederız. Bloguma beklerım benee

    YanıtlaSil

nolur yorum yapın